Değişen Dünyadan Sonra  “Ebeveynlik” Tanımında Öne Çıkanlar 

Evet başlık biraz farklı gelmiş olabilir. Ebeveynlik insanlık tarihi kadar eski bir olma hali ne de olsa. Ne değişmiş olabilir diye düşünebilirsiniz? Aslında değişimin temeli içinde yaşadığımız dünya ve yaşantımızın her alanında varlığını ve değişim gücünü hissettiğimiz ani ve hızlı yenilikler. Bu yeniliklerle birlikte bizler de farklı değer yargıları geliştirip yeni öğretiler kazanıyoruz. İhtiyaçlar, beklentiler, tutumlar, meslek algısı ve tanımlamalar değişiyor hızlıca. Bugün doğan bir çocuğu şu an hayalini bile kuramadığımız bir mesleğe hazırlayacak olmamız, yeterince çarpıcı bir düşünce değil mi?  O halde bu çağın anahtar kavramları olarak “hız ve değişim” sözcüklerini yerleştirebiliriz zihnimize. Şimdi gelin bu değişimlerin yaşandığı alanlara biraz daha yakından bakalım. 

Değişimlerin yaşandığı en belirgin alan teknoloji kullanımının özellikle “yapay zekâ” nın eğitime entegre edilmiş uygulama alanlarında görünüyor. Öğretmenlerin yerini robotlar mı alıyor sorusuna cevap verme gibi bir niyetim yok çünkü o ayrı bir yazının konusu ancak şu düşünceye de ayrıca dikkat çekmek istiyorum. İleriye dönük olarak yapay zekâ güçlenerek her alanda karşımıza çıkmaya devam edecek, sınıfta öğretmenlerin yerini almasına imkân yok ama öğretmenlerin yardımcısı olmaya ve onların yaratıcı stratejiler geliştirmesine destek olacağı kesin. Peki ebeveynler bu değişimde nerde olmalı? Öncelikle anne ve babalar, “dijital misafirperverlik” olarak adlandırabileceğimiz bir tutumla bu gelişmelere açık olmalı ve dijital okur yazarlık & medya okur yazarlığı konusunda kendilerini geliştirmeli. Okulların dijital etik ve okur yazarlık konusunda yaptıkları çalışmaları takip etmeli, çocukları ile medyanın nasıl şekillendiğini tartışmalı ve onlarla dijital medyayı yorumlamaya çalışmalılar. Önemli bir diğer nokta da ebeveynlerin, sosyal medya kullanımı konusunda çocuklarına rol model olmaları gerektiğini bilmeleri ve çocuklarının sanal dünyada bırakacakları dijital izlerin hayatlarında ileriye dönük nelere neden olabileceği ile ilgili bir farkındalığa sahip olmalarıdır. 

Hızlı değişimlerin yaşandığı günümüzde ebeveynlik özelinde önemli olan bir başka nokta da ebeveynlerin “bilişsel esneklik “becerisine sahip olmaları. Olaylara farklı bir açıdan bakabilmek, belli bir düşünceye takılmamak, perspektifi değiştirebilmek olarak tanımlayabileceğimiz bu beceri psikolojik sağlamlığın da önemli bileşenlerinden biri. Psikolojik sağlamlık ise esenlik yani “iyi oluş” hallerimizle bire bir ilişkili.  Ebeveynlerin yoğun çalışma tempoları ve üstlendikleri ev içi sorumluluklarla üzerlerine aldıkları yükler ve mükemmel anne-baba olma çabaları, psikolojik sağlamlığın önemini onlar için daha da güçlendiriyor. Günümüzde, çoklu dinamiklerin olduğu bir ortamda ebeveynliği sağlam şekilde yürütebilmek için önce ebeveynlerin kendi fiziksel ve mental durumları ile ilgili farkındalığa sahibi olmaları ve ihtiyaç duydukları alanları desteklemeleri gerekmekte. Değişen dünya düzeni demişken sözü iletişimin 4 ana değeri olduğunu söyleyen yeni dünyada yaşam ve eğitim modeli kitabının yazarı David Rice’a getirmek istiyorum. Rice kitabında bu değerleri akılda kalacak bir akrostişle SOFT anlatıyor. Akrostişin ilk harfi olan s harfi “share” yani paylaşmak kelimesini, o harfi “open” açık olmak, f harfi ““free” serbest olmak ve t harfi “trust “güven duymak olarak açıklanıyor. Yan yana getirdiğimizde anlam daha da güçleniyor aslında; paylaşmak, açık olmak, serbest olmak ve güven duymak. Bu akrostişin ifade ettiği gibi günümüzde ebeveynlik her şeyden önce sağlıklı iletişime, çocuklarımızla kurduğumuz güvene ve paylaşıma dayalı ilişkiye dayanıyor. Değişim ne kadar hızlı olursa olsun, destekleyici ebeveyn olabildiğimizde, çocuklarımızın zorluklarla başa çıkma ve adaptasyon becerilerini güçlendirmiş oluyoruz. 

Share