Biraz Ben...
Tanımların içinde belki de en zoru insanın kendini tanımlamasıdır. Cervantes’in Don Kişot’ta dediği gibi: “Gözlerini kendine çevirip kendi kendini tanımaya çalış, varılması en zor bilgi budur.” Bu zorlu yolculukta kendimle ilgili -şimdilik- öğrendiklerimi paylaşacağım sizinle:
Hayatımın amacı olduğuna inandığım mesleğimle geliştirmeyi, ilham vermeyi ve iyiliğin gücü ile hayatın içinde anlamlı dokunuşlar yaratmayı amaç edinmiş, heyecanla yeni öğrenmeler peşinde koşan bir öğrenen…
Düşünüyorum da bugünkü bene ulaşmak hayatımda etki yaratmış öğretmenlerim ve yol gösterenlerim kadar yıllar içinde anlamlı dokunuşlar bırakmaya çalıştığım yüzlerce öğrenci ve ebeveynin bana öğrettikleri ile de gerçekleşmiş.
NAZAN FETTAHOĞLU
Hayat Amacı
Sevgili Dostlar,
Michael Hyatt ve Daniel Harkavy tarafından yazılan “Keşkesiz” adlı kitap, “Hayatlarımızı nasıl daha bilinçli yaşarız?” sorusuna cevap ararken hepimizin belli faaliyet alanları ile şekillendirdiği hayat alanlarından ve bunların da kendi içinde bir kazanç ve bakiye hesabına sahip olduğundan bahseder. Bu hayat alanları kişiden kişiye değişiklik gösterse de “Fiziksel, Manevi, Entelektüel, Ebeveynlik, İlişki, Mesleki” gibi alanlar hemen herkeste mevcuttur.
Kitap ilerledikçe hayatınızı bu hesaplara göre değerlendirmeye başladığınızı ve her bir hesabın “hesap hareketlerini” düşündüğünüzü fark edeceksiniz. Kitabı okuduğumda ben de hayatımdaki bu hesapların bakiyesini düşündüm ve hayatımın kalan kısmında bu alanları nasıl daha bilinçli şekilde doldurabileceğimi planlamaya başladım.
Hayatı bir yolculuk olarak görüp şu an olduğumuz yerden geriye bakarak neler yapmış olduğumuzu düşünmek çok beklendik bir durumdur. İleriye doğru baktığımızda ise bilinmezliğin bize vaat ettiği olasılıklar arasında ister istemez tercihler oluşturur, bunları önceliklendirir ve hayat planımızın içine yerleştiririz. İşte ben de tam bu noktada, arkada bıraktığım yılların bana zenginleştirici deneyimler kazandırdığını görüyor; bunun için önce şükrediyor sonra da bu içsel ödülleri kazanmamı kolaylaştıran yol arkadaşlarıma teşekkürlerimi gönderiyorum. Gelecek, hepimiz için olduğu gibi benim için de henüz açılmamış bir sayfa; kalbim ise umut dolu çünkü geleceğin bana fayda değeri yüksek işleri getireceğine dair inancım büyük.
NAZAN FETTAHOĞLU
Kariyer Yolculuğu
Bugün kariyer yolculuğunda sahip olduklarımla ilgili hissettiğim şükran duygusunun hatırı sayılır bir bölümü sanırım hayat amacım olduğuna her geçen gün daha güçlü bir şekilde inandığım bir mesleğin içinde olmamdan kaynaklanıyor.
1991 yılında İstanbul Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun olduğumda İngilizce öğretmeni olarak uzun yıllar sınıfta İngilizce öğreteceğimi ve hatta öğretmenlik yıllarımın çok büyük bir bölümünde edebiyat dersi vereceğimi hiç düşünmüş müydüm hatırlamıyorum ama şunu çok iyi biliyorum ki bugün hâlâ görüştüğüm öğrencilerimden o yıllara dair güzel şeyler duymak bir öğretmen olarak bana kendimi harika hissettiriyor. Edebiyat derslerini düşündüğümde ise Marmara Koleji ve Enka Lisesinde öğretmenken Amerikan ve İngiliz edebiyatının klasiklerini öğrettiğim uzun yıllar geliyor aklıma. İnsanın doğasına odaklanan ve ele aldığı evrensel temalarla zamana karşı direnme gücü gösteren bu eserler aracılığıyla hem öğrencilerin dil öğrenme becerilerini geliştirmeyi hem de onların duyuş, düşünüş ve davranışlarında farkındalıklar oluşturarak estetik haz almalarını amaçlıyordum. Öğrencilerimin hepsi edebiyat düşkünü olmadı elbette ama çoğunun sınıfta okuduğumuz klasiklerin evrensel temalarını keşfederek satırların arasını okumayı öğrenmeye çalışmış olduğundan eminim. Bugün, edebiyatın iyileştirici gücü ile öğrencilerimi buluşturmanın ve bu vesile ile onların hayatlarına dokunmanın bana mesleki tatmin duygusu yaşattığını söylemem gerekiyor. İnsanın üniversitede üzerinde çalıştığı konunun meslek edinmesini sağlamasının yanında hayatı farklı bir gözle değerlendirmesine yardımcı olmasının da çok değerli olduğunu düşünüyorum. O nedenle üniversitede edebiyat eğitimi almış olmak hep “iyi ki”lerim arasında oldu. Hayatı, insan ilişkilerini, koçluk mesleğini bu altyapı ile çok daha farklı şekilde yorumladığıma inanıyorum.
Marmara Kolejinde 1991 yılında başlayan İngilizce öğretmenliği yolculuğum değişim programı sonrası Türkiye’ye döndükten sonra Marmara Kolejinde ve ardından Enka Okullarında devam etti. Sekiz yıl sürecek Enka dönemimi, Özel Enka Lisesinde İngilizce bölüm başkanı olarak tamamladım.
2009 yılında, bir başka deyişle sınıfın kapısından içeri adım atmamdan tam on sekiz yıl sonra beni başka bir döneme taşıyacak olan bir gelişme oldu. Eğitime, öğretmenliğe, ebeveynliğe farklı bir perspektiften bakmamı sağlayacak bir pozisyon değişikliği yaşadım. 2009 yılında, Özel Enka Lisesindeki İngilizce bölüm başkanlığı görevimden Irmak Okulları ilköğretim müdürlüğüne doğru radikal bir geçiş yaptım. 2018 yılında kurumun Koordinatör Müdürü olarak sonlandıracağım uzun bir dönem başlamıştı benim için. Akademik taraftan idari tarafa geçmekle kalmamış; sınıfın samimi, küçük ve güvenli ortamından bayağı farklı bir alana geçmiştim. O nedenle radikal bir değişiklikti benim için. Artık etki alanım sadece sınıfımdaki öğrenciler değil, birçok paydaştan oluşan büyük bir topluluktu. Kocaman bir okulum, yüzlerce öğrencim ve bir o kadar da ebeveyn vardı etrafımda. Yöneticilik benim için yeni bir yoldu; yeni öğretiler ve yeni keşifler getirecekti, bundan emindim. 2005 yılında Yeditepe Üniversitesinde başladığım Eğitim Yönetimi Yüksek Lisans Programı ile Eğitim Yöneticiliği üzerine teorik bilgileri almıştım ama elbette teori pratikle birleşmedikçe işlevselliği her zaman tartışılır. O nedenle bu dönem hayatımın her geçiş döneminde olduğu gibi yeni deneyim fırsatları ve öğretilerle geldi. Dokuz yılın sonunda eğitim, etik ve öğretmenlik hakkında yeni düşüncelere sahiptim ve “doğruluk, dürüstlük ve samimiyet” gibi bazı değerlerin bir yöneticinin sahip olması gereken en temel değerler olduğunu; bir okulun başarısında rol oynayan en önemli etkenin ise kesinlikle çalışkan, işine aşık, yaratıcı öğretmenler olduğunu anladım.
2018 yılında ise spesifik olarak eğitimin farklı bir alanında çalışmaya başladım. Okul ortamından fiziksel olarak çıktım ve SEV (Sağlık ve Eğitim Vakfı) çatısı altında öğretmen eğitimleri geliştirebileceğim yeni bir iş alanına geçtim. SEV öğretmenlerini mesleki gelişim alanında destekleme amacıyla kurulmuş olan “SEV Akademi”nin kuruluşunu gerçekleştirdik. 5 yıl boyunca keyifle yürüttüğüm bu pozisyon özellikle öğretmen ve elbette çalışan motivasyonu konusunda derinlemesine düşünmemi sağladı. Aynı dönemlerde hayatıma giren koçluk mesleği ise bu pozisyonun yetkinlik alanlarını daha da güçlendirdi. Okul müdürlüğünün gereklilikleri ve bürokratik süreçleri sonrası bu pozisyon beni konfor alanımdan çıkmaya, “ öğretmen ve yöneticilerin ” mesleki gelişim süreçlerine yoğunlaşmamı sağlarken aynı zamanda benim için zenginleştirici bir mesleki gelişim fırsatı yarattı.
Kariyer planlaması ile ilgili çok şey söylenebilir ama yıllar içinde doğruluğundan emin olduğum tek bir şey varsa o da bir hedefe ulaşmak için atacağınız ilk adım, olduğunuz yerde kalmayacağınıza karar vermektir.
Yurt Dışı Öğretmenlik Deneyimleri
Öğretmenliğe başlamamdan yaklaşık sekiz yıl sonra beni bugün sahip olduğum yetkinliklere götüren fırsatları yaşamaya başladım. O dönemlerde İngiliz Kültür Heyeti’nin İstiklal Caddesi’nde bulunan binasında İngilizce öğretmenlerine yönelik mesleki gelişim eğitimleri düzenlenirdi. Kısa ve uzun dönemli eğitimlerle gerçek anlamda fark yarattıklarını ve 90’lı yılların sonunda kapanana kadar İngilizce öğretmenlerinin gelişimine çok büyük katkılar sağlamış olduklarını söyleyebilirim. İngiliz Kültür’ün İngilizce öğretmenlerine yönelik İngiltere Exeter Üniversitesinde düzenlemiş olduğu üç haftalık “Teacher Attachment Scheme” programı çerçevesinde değerlendirme ve seçim aşaması sonrası iki öğretmene burs vereceğini duyurması da merkezin bu etkili çalışmalardan biriydi. Doğal olarak şansımın çok yüksek olduğunu düşünmedim önce ama mülakatla birlikte öğretmenlikle ilgili nasıl bir mesleki gelişim süreci yürütmüş olduğumuzla ilgili bir de “cover letter/başvuru mektubu” istendiğini duyunca “Neden olmasın?” dedim. Çünkü sekiz yıl boyunca gitmediğim kurs, tamamlamadığım program kalmamıştı. Süreci tamamladım ve tahmin edebildiğiniz gibi bursu kazanan iki öğretmenden biri bendim. 1997 yazında üç hafta boyunca Exeter Üniversitesinde, uluslarası bir dil okulunda, öğretmenlik yapma fırsatına ulaştım. Her anı birbirinden kıymetli öğretilerle doluydu. Ama o zamanlar, tam iki yıl sonra çıtayı daha da yukarı çıkaracak harika bir fırsatın önüme çıkacağını bilmiyordum. Marmara Kolejinde Bölüm Başkanımız sevgili Yıldız Can bir gün bir duyuru ile toplantıya geldi. Fulbright Öğretmen Değişim Bursu için başvuruların başladığını haber verdi. Çok bilgim yoktu, sadece bir değişim programı olduğunu biliyordum. Bir yıl süreli oluşu ve elbette Amerika’da oluşu yeterince heyecan vericiydi. Önce yazılı, ardından sözlü mülakata girdim Ankara’da ve bursu kazanan beş öğretmenden biri oldum. Çok güzel bir eşleşme gerçekleşti ve ben Maryland eyaletine Richard Montgomery Lisesine İngilizce öğretmeni olarak çalışmaya gittim. Eşimle birlikte hayatımızdaki en keyifli yıllardan birini geçirdik. Çalıştığım okul bir IB okuluydu, deneyim kazanma adına çok şey vaat ediyordu açıkçası. Ben Mrs. Nazan olarak ülkemizi ve kültürümüzü temsil eden bir kültür elçisi oluvermiştim bile. Hayatta bazı becerileri konfor alanlarımızdan çıktığımızda kazanırız veya geliştiririz. İşte o yıl tam anlamıyla konfor alanından çıkıştı benim için. Göçmen öğrenciler, ülkemizi tanımayan insanlar ve sistemini bilemediğiniz bir okul yeteri kadar zorlayıcıydı. Bu şartlar altında dayanıklılığınızın, esnekliğinizin ve sorun çözme becerinizin gelişmemesine imkan yoktu. Sadece öğretmen kimliğimle değil insan olarak da çok şey öğrendim, diyebilirim. Döndükten sonra deneyimlerimi, öğrendiklerimi, gözlemlerimi meslektaşlarımla paylaştım. Zaten bu değişim programının ana hedeflerinden biri de buydu.
NAZAN FETTAHOĞLU
Mesleki ve Kişisel Gelişim Yolculukları
İyi bir öğretmen olmak önce “yaşam boyu öğrenen” olmayı bilmektir. Yeni şeyler öğrenmek ve kendimi her anlamda geliştirmek benim için her zaman heyecan verici oldu. Mesleki anlamda o kadar çok eğitim ve sertifika aldım ki bu sayfalara sığdırabileceğimi pek sanmıyorum ama geriye dönüp baktığımda “İyi ki katılmışım.” dediğim ve bana katkısı yüksek olan eğitimler, kazanımları ile her zaman benimle.
Mesleki Gelişim Eğitimleri
- Leadership Strengths – SEV Academy 2019
- IB PYP Understanding Leadership The Netherlands 2016
- IB PYP Making PYP Happen Online Training 2016
- IB-PYP- Pedagogical Leadership – Florence 2011
- IB DP Language A2 Training 2008 Athens
- Instructional Coaching from Steve Barkley 2007
- Creative Writing Georgetown University -2001
- Voice and Diction Georgetown University -2001
- Postgraduate Certificate in British Cultural Studies 1999 The University of Warwick
Koçluk ile tanıştıktan sonra hayatımda ağırlıklı olarak kişisel gelişim ve koçluk enstrümanlarımı zenginleştirecek eğitimler ve sertifikalar almaya başladım. Kişisel gelişim bir yolculuk aslında, bir kapı diğerine açılıyor ve aldığınız her eğitim farklı kazanımlar getiriyor ve farklı kaslarınızı güçlendiriyor. Ancak bu eğitimleri bir hedef doğrultusunda almak yani kendinize bir gelişim planı çizerek nokta atışı yapmak oldukça kıymetli.
Kişisel Gelişim Eğitimleri
- Dialog Eğitim Kurumları- Seslendirme Eğitimi Sertifika Programı -2022
- MBCL Bilinçli Farkındalık Temelli Şefkatli Yaşam -2022
- MBSR Bilinçli Farkındalıkla Stresi Önleme-2021
- NLP Master Practitioner Eğitimi-2021
- Eğitici Eğitimi ve Etkili Konuşma Becerileri -2019
- TA 101 Transaksiyonel Analiz -2014
Gurur Duyduklarımdan
- British Council’ın Türkiye’de oluşunun 80.yıl dönümü için hazırlanan “ 80 yıl, 80 kadın, 80 hikaye “ kitabında yer almak-2020
- International Volunteer Award – Fulbright Öğretmen Değişim Bursu kapsamında kültürlerarası etkileşime sağladığım katkılar için ödül almam -Department of States 2000
Hayatımın hemen her dönemi bana içsel ödüller vaat eden yeni kapılar açtı ve bu ödüller; öğrenilmesi gereken yeni şeylerle, aşılması gereken zorluklarla geldi. Pandemi döneminde SEV Akademi olarak hazırladığımız dijital eğitimleri seslendirme ile başlayan dönem, beni kendimle ilgili bambaşka keşiflere götürdü. Seslendirmeyi çok sevmiştim ve bu işi biraz daha öğrenmem gerektiği düşüncesiyle Diyalog Eğitim Kurumlarında bir sertifika eğitimine katıldım işin püf noktalarını öğrenmek amacıyla. Tüm bunlar aslında beni yavaş yavaş “Okullu Yaşantılar” adlı podcast yayınlarıma doğru götürüyordu. Yazdığım içeriği, düzgün bir seslendirme ile dinleyicilerle buluşturma arzum sonunda bir aksiyona dönmüştü. 2022 Eylül ayında “Okullu Yaşantılar” podcast serisi başladı.