29 Nisan 2024 tarihinde Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen “Akran Zorbalığı ve Yansımaları “konulu program kapsamında moderatörlüğünü yürüttüğüm panelde değerli eğitimci meslektaşlarım , Klinik Psikolog, Fenerbahçe Üniversitesi Öğ. Üyesi Dr. Özlem Özden Tunca, Klinik Psikolog Serkan Kahyaoğlu, Uzman Psikolojik Danışman Seçil Akaygün Cüntay ile birlikte “Akran Zorbalığının Ruh Sağlığı Üzerine Etkileri, Gençlik Ve Gücün Farklı Yüzleri, Sosyal Duygusal Öğrenme Temelinde Zorbalığı Yenmek konu başlıkları üzerinde konuştuk. Programın ikinci bölümünde ise ana konuşmacımız Prof. Dr. Yankı Yazgan “Eşitlik Perspektifinde Akran Zorbalığı ve Yansımaları “başlığı ile bizimle değerli fikirlerini paylaştı.
İlçe Rehber öğretmenlerinin katılımları ile gerçekleşen program boyunca konu üzerinde farklı düşünceleri dinleme, ortak problemleri duyma, eğitimciler olarak duyduklarımızı kendi deneyimlerimiz üzerinden değerlendirme fırsatı elde ettik.
Bu yazıda, öncelikle gün boyunca altı çizilen önemli noktaları belirtmek ve okul müdürlüğü deneyimlerime dayanarak akran zorbalığı yaşandığında okul yönetimlerinin yapmaları gerekenler hakkında düşüncelerimi paylaşacağım.
Konu ile ilgili yapılan tüm paylaşımlar neticesinde “Okullarda Akran “Zorbalığı” konusunda aşağıdaki çıkarımları özetlemenin faydalı olacağı düşüncesindeyim.
- Akran zorbalığının ne olduğundan çok ne olmadığının bilincinde olmak önemli. Bir davranışın “zorbalık” olarak tanımlanması için sıklığına ve niyete yani kasten olup olmadığına bakmak ve karar vermek gerekiyor. Bu kararın sağlıklı verilebilmesi için farklı değişkenleri göz önünde bulundurarak zamana yayılmış gözlem yapmak ise ayrı bir önem taşıyor. Bir başka deyişle “akran zorbalığını” büyük resim içinde anlamaya çalışmak doğru aksiyon adımlarını belirlemede de faydalı oluyor.
- Zorbalığın gerçekleştiği olaylarda zorbalık ve güç kullanımı ele ele gider. Panzehir ise yargılamadan uzak olumlu tutumdur.
- Zorba davranışa maruz kalmak, öğrencide fiziksel, duygusal ve davranış anlamında olumsuz sonuçlara neden olur. Zorbalığa tanıklık eden öğrenciler ise karışık duygular hissederler, “öfke, korku, suçluluk duyguları ile ne yapacağını bilememe ve kendini güvende hissetmeme durumu gözlemlenebilir.
- Bir davranışın zorbalık olarak sınıflandırılması için yanlış anlamlandırılmamış olması gerekir. Bazı davranışların bazı kültürlerde zorbalık olarak tanımlanmaması buna örnek olarak verilebilir. Kültürü belirleyen unsur ise okulun bulunduğu bölgenin coğrafi yapısı, gelenekleri ve iklimidir.
Bu önemli noktaları listeledikten sonra akran zorbalığı yaşanan durumlarda okulların duruşları ve almaları gereken aksiyon adımlarından bahsetmek isterim. Akran zorbalığı okullarda “tespit, gözlem, değerlendirme ve aksiyon alma” olarak özetleyebileceğim aşamalardan geçer. Bu aşamaların her biri için okul yönetimlerinin göz önünde bulundurmaları gereken dinamikler vardır. Bu dinamikler;
- Akran zorbalığını tespit etme ile ilgili ideal durum öğretmen, rehberlik birimi ve okul yönetim ekibi tarafından tespit edilebilmesidir. Zorbalıkla ilgili yaşanan olayların bir bölümü herkese açık alanlarda olabileceği gibi bir kısmı etrafta kimsenin olmadığı zamanlarda gerçekleşir. Tespit aşamasında en büyük rol ciddiyetle nöbet tutan öğretmendedir. Nöbetçi öğretmenlik sistemi titizlikle yürütüldüğünde hem rehberlik birimi hem de okul yönetimi değerlendirme aşamasına daha hızlı geçer. Şüphesiz veli beyanı ile tespit edilen bir akran zorbalığı meselesi ile ilgili çözüm geliştirmeye çalışmak okulun tespit ettiği bir olaya kıyasla daha zordur çünkü okullar velilerin kafasında güven duydukları yerler olarak yerleşmiştir ve akran zorbalığının yaşanıyor olması güven duygusunu onlar için sarsan bir durum oluşturur.
- Değerlendirme aşaması titizlikle yürütülmesi gereken bir süreçtir. Çünkü olayın zorbalık olarak tanımlanması için net kriterlere ihtiyaç vardır. Bu aşama okul yönetimlerinin rehberlik birimi, öğretmen, öğrenci ve veli ile iş birliği içinde çalışması gereken bir süreçtir. Yaşanan olayla ilgili her adımın tutanakla belgelenmesi ve mutlaka dosyalanması gerekir. Yaş dönemine göre okulun ilgili politikalarının uygulanması ve veli tarafında bu uygulamalarla ilgili bilgilendirmelerin yapılması önemlidir.
- Aksiyon adımlarının belirlenmesi ve uygulanması ne yazık ki zorbalık meselelerinde kesin çözüm getirse de bu çözümler genellikle kalıcı olmaz çünkü ekrarlama olasılığı yüksektir. Bu nedenle okullar bu olaylara süreç değerlendirme çerçevesinde bakmalı ve aksiyon adımlarını kısa, orta ve uzun vadeli olarak belirlemelidirler.
- Zorbalık olaylarında zorba davranış gösteren ve zorbalığa uğrayan çocuklar ve gençlerin kimlikleri gizli tutulmalı ve herhangi bir etiketlenme durumundan öğrenciler korunmalıdır. Okulların en önemli görevlerinden biri şüphesiz tarafların fiziksel ve ruhsal sağlıklarını korumak ve sağlıklı yetişkinler olarak hayata karışmalarını sağlamaktır.
- Akran zorbalığı ile ilgili durumlarda en büyük mücadele ailelerle yürütülen süreçtir. Unutmayalım ki her zorba çocuk veya genç çoğu zaman bir aile içi şiddetin kurbanıdır. Bu nedenle aile yapısını tanımak ve eylem adımlarında aileyi etkin kılmak çok önemlidir.
Bu liste daha da uzayabilir çünkü akran zorbalığı ile etkin mücadele okulların başarılı şekilde tamamlamaları gereken sınavlardır. Ancak nasıl her sınav öncesi düzenli, zamana yayılmış bir hazırlanma süreci önemliyse akran zorbalığı yaşanmadan yapılması gerekenler de aynı şekilde önemlidir. Ana sınıflarından başlayarak öğrenciler “duygu farkındalığı, sosyal duygusal beceriler, empati ve çatışma çözümü” konularında sistematize edilmiş ve müfredata entegre edilmiş programlarla eğittim almalı ve bu duyguları ve becerileri içselleştirmelerini sağlayacak çalışmalarla desteklenmelidirler. Bu tarz programlar uygulanırken veli desteğini almak hatta ev uygulamalarında aileye sorumluluk vermek etkili olabilecek yollar arasındadır.
Özetlemek gerekirse, akran zorbalığı ile ilgili yaşanan durumlar, titizlikle ele alınması, çok yönlü değerlendirilmesi gereken durumlardır ve bu süreçleri sağlıklı yürütmeleri için okul yönetimlerinin “çocuk veya gencin” faydasını gözetecek çözümleri hayata geçirmesi büyük önem taşır.
İnsanlar ne dediğinizi unutur, insanlar ne yaptığınızı unutur ama onlara nasıl hissettirdiğinizi asla unutmaz.”
Maya Angelou